VİZE TANITIM

TRAKYA'DA MEDENİYETLERİN  BEŞİĞİ  VİZE
İstanbul'a 1,5 saat mesafede 138 kilometre  henüz keşfedilmemiş bir hazine var. Tarihi kültürü ve doğasıyla bir cennet köşesi. Küçük şirin  ama geçmişteki ünü büyük bir ilçe burası Vize.

Image
Bugün Kırklareli iline bağlı küçük, şirin bir ilçe olan Vize, oldukça zengin bir tarihi geçmişe sahiptir. Tarihte değişik isimlerle anılan kent, Bizye, Bizya, Bida, Biza, Vissa, Vizilli ve son olarak da Vize olarak bilinmektedir. BİZYE olarak geçen bu ilk VİZE adı Trak krallarından BYZAS'ın ismine izafeten verilmiştir. Yunan mitolojisinde bu isim "BYZİA", kaynak perisi olarak geçer. Zaten Vize'de suların ve kaynakların bolluğu Geç Roma Döneminde yapılan 242 km.'lik (Vize-İstanbul) Dünyanın en büyük su yolu olan Roma su Yolu   bu açıklamayı teyid etmektedir. 
Image

 
Trakya'daki en güzel yerleşimlerden biri olan kent  için; Hoca Saadettin Efendi Vize'yi "Gönül Açıcı" yer olarak açıklamaktadır. Türklerin hep gönül bağı olduğunu düşündüğümüz Vize, genellikle havasının güzelliği, bağ ve bahçelerinin zenginliği, sularının bolluğu ile İstanbul-Edirne arasındaki bütün kasabaların en güzeli olarak tanıtılmıştır. (Hoca Saadettin Efendi Cilt 1 Sayfa 137)
1883 yılında Vize'de doğan Dünyaca Ünlü Yazar Georgios Vizyenos (Vize'nin Evladı) Atina'da devam ettiği öğrenimini geliştirerek, Almanya'da felsefe ve psikoloji eğitimi görmüş ve doktorasını burada tamamlamıştır. Eserlerinde Vize'ye geniş yer veren Georgios Vizyenos doğduğu yer ile ilgili olarak"Trakya'da birçok kasaba vardır. Fakat Vize kadar güzeli yoktur." ifadesini kullanmıştır.
Adrianos ve Filip sikkelerinde de görülen, Trakların Astai boyunun büyük ihtimalle merkezini teşkil eden kent, Trak Krallığı'nın da başkentiydi.Doğu Roma (Bizans) döneminde İstanbul'un Trakya'daki kalesi olarak bilinen kent çok parlak bir dönem geçirmiştir. Osmanlı Döneminde Trakya'da 3 Sancak biri olan kente Osmanlı kayıtlarına göre Çorlu, Kırkkilise (Kırklareli) Hayrabolu, Birgos (LüleBurgaz), Saray, Pınarhisar, Silivri, Danişmend-i-Eski (Babaeski) nahiyeleri bağlıdır. Sancağın toplam 111 köyü vardır.
   
 
Image

KENTTEKİ  ÖNEMLİ TARİHİ DOKULAR

KARAKOÇAK TEPE VE GEMİKAYA KAYA SUNAKLARI: Prof.Dr. Engin BEKSAÇ'ın büyük bir çalışma yaptığı Karokoçak Tepe ve Soğucak Köyü sınırlarında yer alan Gemikaya Mevkiindeki Kaya Sunaklar türlerine ender rastlanan Trak dönemi tarihi kalıntılar olarak göze batmakta. Prof.Dr. Engin BEKSAÇ'a göre  Trak Başkenti olduğu süreçte Karakoçak ve çevresinin Vize'nin en etkin kesimi olduğu ve tipik Avrupa'dakiler benzeri bir Demir Çağı ve sonrası kutsal ve iskan alanı olduğu, her özelliği ile uzaktan bakınca da bunu anlamanın mümkün olabileceği yönündeydi.



Karakoçak Tepe
Karakoçak Tepe

Gemikaya mevkiindeki gemiye benzer kaya ve üzerinde bulunan tarihi doku / Soğucak köyü
Gemikaya/Soğucak Köyü
KÜÇÜK AYASOFYA KİLİSESİ: VI.  Yüzyılda Bizans İmparatoru Jüstinyen döneminde Dionysos mabedinin temelleri üzerine bazilika planında yapılmıştır. Üç apsisi vardır. İçerisinde üçer sütunlu, iki sütun dizisi sonraki yıllarda payelere dönüştürülmüştür. Ayrıca Azizelik mertebesiyle Hristiyanlık dini içinde sonsuza dek uzanan bir yer edinen Azize Maria'nın  mezarının bulunduğu kabül edilen yer olan Yapının Bizans döneminde fresklerle bezeli olduğu, günümüze kadar gelen izlerden anlaşılmaktadır. Güney nefte ki Deesis kompozisyonu oldukça harap olmuş Naos'un güneybatısında ne olduğu anlaşılmayan başka bir fresk izi ile karşılaşılmıştır. Bunun yanı sıra Ermeni bir asilzadenin kızı olan ve Nicephoros Drunganion isimli Vize askeri birliğinin komutanı ile evlenen Vize'li Maria'nın fresk izine rastlanmıştır.Yapı Osmanlı hakimiyeti sırasında Gazi Süleyman Paşa tarafından camiye dönüştürülmüştür. Yakın geçmişe kadar kullanılan yapı 1997 yılında Kırklareli Müzesi ile Trakya Üniversitesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi bölümü öğrencileri tarafından temizlenmiş ve bakımı yapılmıştır.
Image


ANTİK TİYATRO : Türkiye Trakya'sının bilinen ilk ve tek antik tiyatrosudur. 1995 Yılında Kırklareli Müzesi Başkanlığında Müze Müdürü Zülküf YILMAZ, Trakya Üniversitesi'nden Yrd.Doç.Dr. Özkan ERTUĞRUL ve Arkeoloji ve Sanat Tarihi öğrencilerinin katılımı ile Vize Çömlektepe Höyüğü kazısına başlanmış, yaklaşık 3 yıl süren kazı sonunda Türkiye Trakya'sının tek antik tiyatrosu önemli oranda açığa çıkarılmıştır. M.S. II. Yüzyıla tarihlenen Geç Roma dönemi eseri yapının oturma kademeleri (cavea), bunların arasındaki yollar (parados), sahne binası (skene), ve orkestra bölümleri günümüze ulaşabilmiştir. Kazılar sırasında çok sayıda Roma Bizans ve Osmanlı keramikleri, cam ve metal buluntular ile ele geçirilen heykel sahne rölyefleri türlerinin en iyi örnekleri olup Kırklareli Müzesinde teşhir edilmektedir.


Image
 
VİZE KALESİ : İlk inşasının M.Ö. 72-76 yıllarında olduğu tahmin edilmektedir. Daha sonra Bizans döneminde Jüstinyen (527-565 yıllarında) tarafından tekrar ihya edilmiştir.Muntazam kesme iri taşların üst üste yerleştirilmesi ve aralarına sağlam bir harçla bağlanması suretiyle yapılmıştır.Temeldeki iri kitleler 50*80 ile 100*150 cm. arasındadır. Şehrin kuzeyindeki sur bedenlerinde muntazam kesilmiş mavimtrak taşlar da kullanılmıştır. Bu yapının Geç Bizans döneminde (Paleoglar Devri) yeniden yapıldığı anlaşılmaktadır.Kale iç ve dış kale olmak üzere iki kısımdan meydana gelmiştir.Yüksek burç ile güneybatısında dere kenarında bulunan burcun yapımına XII.yüzyıl sonu Commenler devrinde başlanmış, Paleoglar devrinde tamamlanmıştır. Halen eski Vize şehri surlarının batı ve güney kısmı ayaktadır.Güney surları 3-4 metre yüksekliğine kadar korunabilmiş büyük taş bloklarla yapılmıştır.Yapı şekilleri birbirinin aynı olup kapı uzunluğu dört metredir.

Image 

 
TÜMÜLÜSLER : Trak Krallığının Sembolü, ve önemli kişilere ait mezarların bulunduğu Tümülüslerin  yapılan tespitlere göre  Vize ve bağlı köylerinde, 40'ın üzerinde bulunduğu Kırklareli Müze Müdürlüğü'nün  kayıtlarından anlaşılmaktadır. 1938 ve 1939 yıllarındaki Ord.Prof.Dr. Arif Müfit MANSEL'in kontrolünde yapılan kazılarda önce A-D harfleri ile gösterilen dört tepede sonra E-I harfleri ile gösterilen beş tepede olmak üzere dokuz yerde kazı yapılmıştır. Son Trak Kralı Rhoimatalkes III'e ait  mezarında bulunduğu bu tümülüslerden çıkarılan eserler halen İstanbul Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir. 1995 yılında ise Müze Müdürü Zülküf YILMAZ ve Trakya Üniversitesi'nden Arkeoloji ve Sanat Tarihi Öğrencilerinin katılımı ile Çakılı Beldesi yakınlarında defineciler tarafından açılan Çakıllı Tümülüsünün kurtarma kazısı yapılmıştır.

Image 


AYANİKOLA MANASTIRI Kıyıköy/Vize :Kıyıköy beldesi Pabuçdere yolu üzerinde güney yamaçta beldeye 700 metre mesafededir. Bizans dönemi (VI.-IX. Yüzyıl) kaya manastırların en iyi örneklerindendir. Zemin katta kilise, daha aşağıda ayazma, üstte keşişlere mahsus bölümler bulunmaktadır. Kayalara oyularak yapılmış kademe halinde hücreler vardır. Kuzey tarafta merdivenle ayazmaya inilmektedir. Kilisenin doğusunda ikinci bir giriş daha bulunmaktadır. Anadolu’daki dinsel mağara yapılara benzemekle birlikte özellikle duvarlara oyulmuş haç bezemeleriyle onlardan ayrılmaktadır. Ayazmanın kutsal olarak nitelendiği ve burada hastaların şifalı kaynak sularıyla tüm dertlerinden kurtulduğuna inanılırdı. Yarım yuvarlak kubbeler sade başlıklı sütunlara oturmuş yapının ön kısmı yılıkmış, kayaların içindeki kısmı ise kabartmalarıyla eski dönemi yansıtmaya devam etmektedir. IXX. Yüzyılda Rumlar tarafından kaya galerinin önü ahşap bir giriş ile tamamlanmış, ancak bu bölüm daha sonra ortadan kaldırılmıştır. Bu tarihi değer de malesef insanlarımızca talan edilmiştir.


Image


Kentte ayrıca Bizans dönemine ait pek çok Mağara Manastırın yanı sıra  (Asmakaya Mevkii, Uçmakdere Mevkii, Pazarlı Mevkii, Derekayalar Mevkii, Baklaya Köyü) Bizans ve Osmanlı dönemine ait 4 hamam kalıntısı, Bizans Dönemine ait sonradan Han Bedestene çevrilen Su Sarnıcı, Osmanlı Dönemine ait 2 cami, 1 İmarethane, 4 çeşme, Balkan Savaşlarından önce  yapılan   Karakol Kuleler ve İlçeye bağlı Kıyıköy beldesinde bulunan şehrin kalesi ve Kaya Manastırlar arasında çok özel  bir yeri olan Muhteşem bir yapı Ayanikola Manastırı gerçekten görülmeye değer.

 
Mağara Manastırın dış görünümü



DOĞAL GÜZELLİKLER
KIYIKÖY / VİZE : Vize sadece Tarihi dokusuyla değil aynı zamanda doğal güzellikleri ile de çok zengin bir ilçe. İlçeye bağlı Kıyıköy beldesi tam bir turizm cenneti.Ayanikola Manastırı ve Kalesinin yanında  alabildiğine uzun ve temiz kumsalları şehrin iki yakasını saran Trakya'da olta ile balık avlayabileceğiniz kadar temiz kalmış ender  tatlı sularda Kazandere ve Pabuçdere'de deniz bisikleti veya kayık ile tur atmak ayrı bir zevk tabiki. Hele içerisinde Amozonları andıran orman dokusu ve yaban hayvanlarının yaşamını canlı görmek girince gerçekten burayı ziyarete değiyor.

Image


Image


PANAYIR İSKELESİ PLAJI : Vize'ye 47 Km. mesafede Kışlacık Köyü sınırları dahilinde yer alan Panayır İskelesi Plajları 200 metre uzunluğunda ve 20 metre genişliğinde yer kaplamaktadır. Denizi berrak sahili ince kumlu ve yer yer kayalık bir yapıya sahiptir. Plajın her yanı ormanlarla kaplı tabiat harikasıdır.
Ormanla denizin bütünleştiği doğal ortam Panayır İskelesi
Ormanla denizin bütünleştiği doğal ortam Panayır İskelesi

Ormanla denizin bütünleştiği doğal ortam Panayır İskelesi
Ormanla denizin bütünleştiği doğal ortam Panayır İskelesi

KARSTİK OLUŞUMLAR
İlçenin tarihi doku ve kumsallarının yanında zengin olduğu diğer bir unsurda karstik oluşumlar. Trakya'da bulunan büyük ölçekli 25 karstik mağaranın 19'u Vize sınırları içerisinde bulunmakta. Bunlardan en dikkat çekenleri  ise Baklaya Köyünde bulunan Yenesu Mağarası, Domuzdere Mağarası, Kurudere Mağarası Kızılağaç Köyünde bulunan Kızılağaç Mağarası, Kıyıköy'de bulunan Kıyıköy ve Kaptanın Mağaraları ile Kışlacık Köyündeki Kovantaşı Mağaralarıdır. En önemli mağara olan Muhteşem bir doğa harikası Yenesu Mağarası Balkaya Köyünde bulunmakta ve turizme açılma adına çalışmaların sürdüğü tek mağara konumunda.Bu doğa harikası  mağara 1.620 m. uzunluğunda olup Trakyanın 3. büyük mağarasıdır. Yenesu'nun iç görünümleri son derece güzel, damlataşlar sarkıt, dikit, sütun duvar damlataşları, damlataş havuzları ve makarnalar ile kaplıdır. Ayrıca Balkaya  ve Aksicim köyleri  çevresi   piknik ve yürüyüş için ve de mağara ve mağara manastırlar açısından mükemmel  değerlere sahiptir. Köyde son derece güzel 2  motel (Dağ Motel, Istıranca At ve Balık Çiftliği) ve birçok  balık çiftliği bulunmaktadır.



Yenesu Mağarası : Balkaya Köyünde bulunmakta olup 1.620 metre uzunluğundadır. Trakyanın üçüncü büyük mağarasıdar. Yenesu'nun iç görünümleri son derece güzel, her türden damlataşlar (sarkıt, dikit, sütun duvar damlataşları, damlataş havuzları ve makarnalar) ile kaplıdır. Damlataş havuzu veya göllerin üzerine saçaklar şeklinde inen veya tabanından yükselen bu şekiller mağaraya sihirli bir hava kazandırmıştır.

TARİH ÖNCESİ DÖNEMDE VE TRAK DÖNEMİNDE VİZE
Pazartesi, 03 Nisan 2006

Ergene Nehri'nin kuzeyinde, Istranca (Yıldız) Dağları'nın kuzey etekleri boyunca uzanan, geniş bir bölgeyi kapsayan Vize Ovası, gerek su potansiyelinin yüksek oluşu, gerekse diğer doğal kaynakların zenginliği bakımından Doğu Trakya'nın diğer kısımlarından daha fazla öneme sahiptir. Bu öneme karşılık, yakın zamanlara kadar bölgede yapılan arkeolojik araştırmalar son derece sınırlı olmuştur. Vize Ovası'nın tarih öncesi döneme ait buluntularının bilimsel olarak tetkiki, 1982 yılında İstanbul Üniversitesi Prehistorya Ana Bilim Dalı Öğretim Üyeleri'nden Prof. Dr. M. ÖZDOĞAN tarafından, bu bölgeyi de içine alan Trakya ve Doğu Marmara’ya yüzey araştırmaları sırasında yapılmıştır. Bu tarihten önce Prof. Dr. Arif Müfit MANSEL, 1936-39 yılları arasında ovada bir dizi tümülüs kazmış ve Vize'deki esas Trak merkezini oluşturan Çömlektepe Höyüğü'nde bir sondaj açmıştır.


Karakoçak Tepe
Karakoçak Tepe



Karakoçak Tepe
Karakoçak Tepe



1962 yılında Prof. Dr. F. DİRİMTEKİN, Vize ve çevresinde araştırmalar yapmış, Vize yakınlarında Karakoçak mevkiindeki bir kaya yükseltisini Orta Tunç çağına ait bir kaya sunağı olarak tanımlamıştır. Yine ilçemiz Soğucak köyü Gemikaya mevkiinde Prof. Dr. Engin BEKSAÇ tarafından benzer bir kaya tapınağı bulunmuştur. Bahse konu bu iki yer ile ilgili olarak Hocamız Prof. Dr. Engin BEKSAÇ’a mail atarak ulasmamiz sonucunda hocamız bu yerlerle ilgili olarak söyle bahsetmektedir. “Göndermiş olduğunuz fotoğraflarda Karakoçak’taki geniş alanın bati taraftaki giriş bölümü görülüyor. Yani Yatır denilen yerin hemen arkası yanılmıyorsam. Bu kısım yukarılara doğru çıkan çok geniş bir alanın dar ve küçük başlangıcı. Esas yerleşme ve kutsal alan arkalara doğru kademe kademe yükseliyor. Sunak dediğim kaya oluşukları en doğu bölüme doğru. Atış alanı olan bölgenin arkasına düşüyor. Karakoçak veya Tamata gerçekten çok önemli bir yer. Gerçi geçtigimiz aylarda biz tekrar Karakoçagı ziyaret etmeyi planlamıştık. Fakat Soğucak ve Erenler'deki yeni bulgular karşısında oralarda kaldık. Sizlerin de gayretiyle bu muhteşem arkeolojik mirası Vize turizmine kazandırabiliriz.


Adak Çukuru
Adak Çukuru



Bu bölgeyi daha önce Prof. Dr. F. DİRİMTEKİN de ziyaret etmiş ve bahsetmişti. Ama çalışması yeterli değil. Alan çok geniş ve muhteşemdir. Benim şahsi kanım Trak Başkenti olduğu süreçte Karakoçak ve çevresinin Vize'nin en etkin kesimi olduğu yönünde. Tipik Avrupa'dakiler benzeri bir Demir Çağı ve sonrası kutsal ve iskan alanı. Her özelliği ile uzaktan bakınca da bunu anlamak mümkün. Türkiye Trakya’sında bu tip başka yerler çok çok az. Önemli benzerleri de daha çok Kırklareli sınırları içinde. Mamafih bu tip bir kale kent ve kutsal alan birleşimini Edirne'nin kuzeyinde de teşhis ettim. Ama bu kadar büyük değil. Vize ve çevresi bilinenin dışında başka Trak yerleşmeleri ve kutsal alanları ile de dolu. Vize ve çevresi Demir Çağı ve Takip eden süreçte Traklar için gerçekten çok önemliydi. Bunu biliyoruz. Muhtemelen önümüzdeki süreçte diğerlerini de bulmak mümkün olacak.”


Gemikaya Mevkii / Sogucak Köyü
Gemikaya Mevkii / Sogucak Köyü



Gemikaya Mevkii / Sogucak Köyü
Gemikaya Mevkii / Sogucak Köyü



İstanbul Üniversitesi Prehistorya Ana Bilim Dalı tarafından, Vize ve yakın çevresinde M.Ö. 1. bin yılından daha eski yerleşimlerin olup olmadığına yönelik araştırmalarda, Vize Ovasının kültür silsilesini veren birçok tarih öncesi yerleşmesi bulunmuştur. Prof. Dr. M. ÖZDOĞAN'a göre Vize Ovası’ndaki yerleşimlerden ele geçen çanak çömlek, Balkan kültürleri ile yakından ilişkilidir. Vize Tarihi ilk aydınlık Devri Doğu Trakya dönemine rastlar. Yapılan arkeolojik kazılar da bunu doğrulamaktadır. 1938 hafriyatında Vize’nin Çömlektepe mevkiinde kazılar yapılmış burada büyük bir bina temel rastlanılmıştır. Fakat dönemin koşulları gereği bu büyük kazı gerçekleştirilememiştir. 1995 yılına gelindiğinde Kırklareli Müze Müdürlüğü ve Trakya Üniversitesi işbirliği ile yine ayni alanda yapılan kazı çalışmaları sırasında Trakya’nın bilinen ilk antik tiyatrosu (odeon) ortaya çıkarılmıştır.Yine ovanın tarih öncesi dönemine ait en eski kültür kalıntılarını, Vize Çakıllı köyü'nün 1 km. kadar güneyinde Eski Tekke Mezarlığı adi verilen mevkiinde ele geçen el yapımı, kaba hamurlu, deve tüyü ve kahverengi tonlarında ilkel görünümlü çanak çömlek, yontma tas aletler ve cilalı el baltaları oluşturmaktadır. Bu buluntu topluluğu, kesin olmamakla birlikte, Neolitik Dönemin erken safhalarına tarihlendirilebilir.1938-1939 Hafriyatında açılan tümülüsler ve içlerinden çıkan eserler Traklar’a aittir. En az kırk tümülüsün sayılabildiği Vize Yöresi tümülüsleri, Vize’nin 4 km. güneyinde ve Vize Ovasında yer alır.


Arif Müfit Mansel'in kazdığı tümülüslerden biri
Arif Müfit Mansel'in kazdığı tümülüslerden biri



Image

Vize Ovasında yakın geçmişte bulunan 6000 yıllık taş balta / Kırklareli Müzesi

1938 ve 1939 yıllarındaki kazılarda önce A-D harfleri ile gösterilen dört tepede sonra E-I harfleri ile gösterilen beş tepede olmak üzere dokuz yerde kazı yapılmıştır. Bu tümülüslerden çıkarılan eserler halen İstanbul Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.






Arif Müfit Mansel'in kazdığı tümülüslerden biri
Arif Müfit Mansel'in kazdığı tümülüslerden biri


A TÜMÜLÜSÜ : Trakya Tümülüsleri içerisinde önemli bir yeri olan tümülüs, yalnız sistemli bir şekilde araştırılmış olmasıyla değil Trakya Tümülüsleri içerisinde bir dayanak teşkil etmesiyle de önemlidir. Tümülüs 9.50 metre yüksekliğinde ve 50 metre çapında olup içinde doğu-batı yöneltisinde bir mezar odasına sahiptir. Burada yekpare kalker taşından bir lahit mevcuttur ve tezyinatı “Trak” üslubundadır. Lahdin esas uzun cephesi beyaz yüzey üzerinde ortada sari ve mavi çerçeveli ve kahverengi kafesli bir kapı, bunun iki yanında siyah rozetlerle süslenmiş kahverengi ve kırmızı renkte girlandlar bulunan bezemeye sahiptir. Lahdin içinde bitkisel madden yapılmış bir çelenk, altın yaprak ve aplikler, bir kılıç, dört demir hançer, iki altın yüzük, güzel kabartmaları olan gümüş kadehler vardır. Lahdin bir ucunda tunçtan bir zırhlı elbisesiyle gümüş kaplı tunçtan bir miğfer vardır. Miğfer pek ender bir sanat eseridir.Bu eserin M.S. 1.veya II. Yüzyıla ait olmaları muhtemeldir. Prof. Dr. Arif Müfit MANSEL bu mezarı zengin içeriği bakımından haklı olarak krala ait bir mezar olarak açıklamakta olup kim olduğu hakkında kesin bir bilgi verememektedir. Somay ONURKAN’ın “Doğu Trakya Tümülüsleri İstanbul Arkeoloji Müzelerindeki Trakya Toplu Buluntuları” adli kitabında belirttiği gibi Radnoti ile yaptığı konuşma sırasında Vize A Tümülüsü Mezarının sahibinin Radnoti’nin Ausburg’ta bulunan Vize Zırhının esi üzerinde yapmış olduğu araştırma neticesinde Trak Kralı RHOIMETALKES III olarak kabul ettiğini açıklamıştır.
ROMA VE BİZANS DÖNEMİNDE VİZE
Pazartesi, 03 Nisan 2006

M.S. 46 tarihinde tamamen Roma'ya bağlanarak bir eyalet olan Vize’de MS. 338 de I. Konstantinus Devrinde Bizanslılar yörenin mutlak hakimi olmuş, bu dönemde ilk kez Vize adi kullanılmış, şehir onarılmış ve gelişmiştir. Ancak M.S. IV yüzyılda başlayan Got istilası Vize’yi de etkilemiş, Got akınlarının bitiminde Hun akınları başlamıştır. MS.526 yılında Slavlar bütün Trakya’yi ele geçirmiş, M.S. 527 yılında İmparator Justinianus (527-565) Vize’yi tekrar Roma topraklarına katmıştır. Bu dönemde Trakya Themasi içinde yönetilen yöre M.S. 570’ten sonra Avar ardından Peçeneklerin akınına uğramıştır. Kısa bir süre sonra Peçeneklerin hakimiyetine giren Vize daha sonra Latin Krallığının ve 1247’de de İmparator Vtatzes’in şehri almasıyla Bizans’ın eline geçti.Bizans hakimiyet 1363 yılına dek sürdü.Vize 1363 yılında Osmanlıların eline geçti . Bulgar Kralı Asen, Türk fethini takip eden 1-2 yıl içinde Kırklareli, Midye, Pinarhisar ve Vize’yi ele geçirdi. Mücadeleci bir krala benzeyen Çar Asen Osmanlı Devletini bir hayli uğraştıracağa benziyordu. Fakat onun 1365 yılında ölümü ile bölgeden Bulgar tehlikesi kalktı. Bizanslılar Bulgarların bu durumundan derhal faydalandılar ve Trakya’nin kuzey kısmını kendilerine bağladılar. 1368 yılında Kuzey Bulgaristan’a bir sefere başlayan Sultan I.Murat, Bulgarların elindeki Aydos, Karnabat, Sözebolu, kasabalarını aldıktan sonra, doğuda Bizans İmparatorluğu üzerine yöneldi. 1369’da Pinarhisar ve Vize’yi ele geçirdi.


Vize den çıkan Roma dönemi, üzerinde imparatorlarla şehrin işlendiği ama maalesef ki definecilerin bir takım yasadışı unsurlar ile yurt dışına çıkarttığı paraları bugün içimizi yaka yaka Amerika'da ve birçok Avrupa ülkesinde serbest satılmaktadır.
Vize den çıkan Roma dönemi, üzerinde imparatorlarla şehrin işlendiği ama maalesef ki definecilerin bir takım yasadışı unsurlar ile yurt dışına çıkarttığı paraları bugün içimizi yaka yaka Amerika'da ve birçok Avrupa ülkesinde serbest satılmaktadır.


VİZE ÇEVRESİNDEKİ ROMA VE BİZANS İZLERİ



Vize ise hemen hemen her dönemde yerleşime sahne olduğu gibi Roma döneminde de önemli bir şehirdi. Roma öncesi devirler daha önce bahsedildiği üzere son derece zengindir. Öncelikle Roma mimarisinin en anıtsal örneği olarak kaleden bahsetmek gerekir. Akropol'de surlarla desteklenmiş kale, tepenin eteklerine kadar surlarla çevrelenmiştir. Bu surların arasında eksik kalan bölümleri sayılmazsa tam olarak tepeyi sardığı kabul edilebilir bir görüntüdedir.


Asmakaya Mevkiinde bulunan Mağara Manastırdan bir görünüm&
Asmakaya Mevkiinde bulunan Mağara Manastırdan bir görünüm&



Asmakaya Vadisi
Asmakaya Vadisi




Roma devrinde inşa edilen surlar, daha sonra Bizanslılar tarafından onarılarak kullanılmıştır. Yuvarlak ve kare kulelerle desteklenen surlar, temelde Roma, ancak büyük blok taslardan itibaren Bizans devrine işaret etmektedir. İç ve dış kale olarak iki bölümde incelenebilecek olan surlardan bugün kaymakamlık binasının neredeyse yanlarına değin dış surlar içinde zaman zaman yapılan inşaatlarda bol miktarda kalıntılar da çıkmaktadır. İç surlar ise Ayasofya Kilisesi’nin biraz aşağısında eski Atatürk şimdiki Namık Kemal İlkokulunun arkasında nihayetleşmektedir. Ancak surlara ait taşların büyük kısmı özellikle 19. yüzyılın başlarında talan edilerek birçok inşaatta kullanıldığından fazlaca parçası eksiktir. Akropol'ün en üst noktasında bir kemer açıklığı surlara geçis vermektedir. Surlar VI. yüzyılda ilk Bizans onarımına, ardından Kommenoslar ve Palaiologoslar devrinde de orta ve son dönemine işaret etmektedir.


Vize Kalesinden bir görünüm&
Vize Kalesinden bir görünüm&



Vize'nin özellikle Roma uygarlığında tanınması M.Ö.44 yılında Vize'nin bir eyalet durumuna gelmesiyle başlamıştır.


Alt Su Kulesi/Roma Dönemi&
Alt Su Kulesi/Roma Dönemi&


Image
                                              Vize Kalesi Kitabesi /Edirne Müzesi

Kale iç kapısından bir görünüm
                                         Vize Kalesi İç Kale Giriş Kapısı

Vize'nin Roma dönemine ait bir sur onarım kitabesi bulunmuştur. Burada "Aulus Pores oğlu Firmus ile Kenthes oğlu Rytes oğlu Aulus Kenthes ve Hyakinthus oğlu Rabdus idaresi altında kale burçları inşa edilmiştir." diye bir yazı bulunmaktadır ve M.S. 2. yüzyıla aittir. Ayrıca burada bulunan ve bugün Edirne Müzesinde bir sunak yine Roma devrine tarihlenmektedir. Bu sunağın üzerinde Eros, koç, teke ve dana başı figürlerine rastlanmaktadır. Ayrıca yine ayni döneme ait Kral Kotis'le ilgili olarak bir kitabe bulunmuştur. Bu kral ise M.S. 48 yılında yapılan Phersal Savaşı sırasında Pompeus'un yanında yer alan kişidir. Romalıların dini inanışlarına son derece uyum sağlayan Thamata (Kara köçek)'teki Tapınak aslında orta tunç çağına ait olmasına karsın bu dönemde kullanılmıştır. Ayrıca Vize içinde Çömlektepe'de arazi üzerinde görülen Roma keramikleri, Romalıların bu bölgedeki hakimiyet unsurlarından sayılabilir. Bu döneme ait mimari kalıntılar ise çok fazla değildir. Ancak çevrede görülen izlerden burada büyük bir Dor düzeninde tapınak bulunduğunu anlamaktayız. Özellikle Ayasofya'nın güneydoğu cephesinde yer alan dor tapınak parçası ile sütun gövdeleri, sütun başları dikkat çekicidir. Kale eteklerinde yer alan ve esasi geç Roma- erken Bizans devrine ait askerlerin yıkanması için inşa edilmiş bir hamam yer almaktadır. Sarapdar (Serbetdar) Camiinin hemen karşısında bahçe içinde yer alan bir sarnıçta hiç şüphesiz bir Roma devri eseri olarak görülmelidir. Ayrıca kalede yapılan kaçak bir kazı sonucu Roma devrine ait üç blok tas bulunmuştur. Kale kapısının kuzey-batı yönünde ayni döneme ait bir ifriz parçası, Hamam sokakta koripth sütun baslığı, Mektep sokakta Lotus ve palmetli mimari eleman, Agil sokakta jon veya korinth düzenine ait bir sütun kaidesi vs. önemli eserler olarak görülmektedir. Ayrıca bir kulübe yapımı sırasında Çömlektepe sokakta bulunan üç oturma koltuğunda yola çıkılarak yapılan kazılar sonucu Roma devrine ait bir tiyatro ortaya çıkarılmıştır. Tiyatrodan çıkarılan mermer ve bronz heykeller Kırklareli müzesindedir. Bunların dışında basta Hadrian olmak üzere bölgede çok sayıda imparator sikkesi bulunmuştur. 
Image
              Küçük ayasofya Kilisesi (Gazi Süleyman Paşa Camii) 2007-08 Resterasyon sonrası

Gazi Süleyman Paşa Camii (Küçük Ayasofya Kilisesi) Balkan Savaşı öncesi..
                 Gazi Süleyman Paşa Camii (Küçük Ayasofya Kilisesi) Balkan Savaşı öncesi..

Odeon (Antik Tiyatro) 2003 Temizlik Kazısı / Roma Dönemi
Odeon (Antik Tiyatro) 2003 Temizlik Kazısı / Roma Dönemi


Vize Roma devrinin hemen ardından Hristiyanlığın başlamasıyla birlikte piskoposluk merkezi haline getirilmiştir. Bu piskoposluk merkezi önceleri Avrupa Metropollüğüne bağlanmıştır; Vize'nin öncelikle Bizans devrinde çok şanssız olduğu ve dış tehditler altında kaldığını biliyoruz. Özellikle Balkanlar üzerinden gelen Hunlar Bulgarlar, Slavlar ve ardından arka arkaya sıralanan Haçlılar döneminde sık sık saldırıya uğramıştır. Bu saldırılar her ne kadar VI. yüzyılda inşa ettirilen şehir surları ile kesilmeye çalışılsa da Justinianus'un tamirleri de boşa gidince Vize'yi geçen düşmanlar kendilerini İstanbul’da bulmaktaydılar. Dolayısıyla Vize ve çevresi IX. yüzyılda büyük destekler görmüştür. IX. yüzyıldaki Bizans komutanlarından Thomas’ın 821'de bağımsız olarak hareketlenmesi sonucu bir ara Bizanslılarla Bulgarlar birleşmiş ve Thomas’ın üzerine yürümüşlerdir. Thomas yenilince kendisi Edirne'ye gitmiş ve oğlunu Vize'ye göndermiştir. Anlaşılıyor ki Vize her dönemde adini duyuran çok önemli bir kent durumundadır. 867'li yıllarda ise Vize önemli askeri bir komutanlıktı ve basında Drungarius Nicephorus yer almaktaydı. Oldukça hareketli bir Bizans dönemi geçiren Vize, bu süre içinde birkaç kez elden çıkmasına rağmen, yine de Bizanslıların elinde kalmıştır. Özellikle Bizanslıların yasadığı sürece bir bati kalesi seklinde vazife görmüştür.


Odeon (Antik Tiyatro - 1995 Yılı Kazısı) / Roma Dönemi
Odeon (Antik Tiyatro - 1995 Yılı Kazısı) / Roma Dönemi




Vize Bizans’ın elinde kaldığı süre içinde çok önemli anıtlar meydana getirmiştir. Özellikle Roma döneminde yapımına başlanan su yolları bu dönemde korunmuş ve geliştirilmiştir. Özellikle Vize çevresinde doğup gelişen ve İstanbul’a kadar giden su yolları Istranca Dağları eteklerinde tuğla kemer ve kanallarla güzergah izlemektedir. Ayrıca asmakaya yolunda (Bizans Mağara Kiliseleri) yepeleri çepeçevre saran doğal kayalara oyulmuş su kanalları bu önemi açıkça belli etmektedir. Vize'den İstanbul 'a giden su yolları, kanallar, kanalların kesildiği zaman ise kemerler ile devam etmektedir. Bitişik köylerde görülen küp seklinde toprak altında yer alan sarnıçlar Bizans devrinin ilginç su mimarisi örnekleridir. Vize içinde ise yer altında zaman zaman inşaatlar sırasında görülen su kanalları ve sarnıçlar bu kültürün uzantılarıdır. Ayrıca Vize Kalesi Bizans devrinde takviye edilmiş ve yer yer onarılmıştır. Kalenin hemen altında kalan ve su kulesi olması muhtemel olan mimari ise asli Roma olmasına karsın asil önemini Bizans devrinde kazanmıştır.
OSMANLI DEVLETİ DÖNEMİ (1363-1923)
Pazartesi, 03 Nisan 2006

Vize’nin geçirdiği üç büyük dönemden sonuncusu Osmanlı dönemidir. Osmanlı Devleti’nin daha kuruluş döneminde bu devletin hakimiyetine giren Vize, en çok gelişme gösteren beldelerden birisidir.Osmanlı Devleti 1356 yılında Rumeli’ye adım attığı zaman Gelibolu dolaylarının da çehresi değişmeye başladı. Daha sonraları Trakya’nın orta kesimlerini zapt ettiren Sultan I.Murat (1362-1389) kumandanlarına 1363 yılında Vize’yi de fetih ettirdi.

Istıranca Dağlarının güney yamaçlarında bu şirin kasaba bu fetihle Türklerin eline geçmiş oldu. Ancak bu fetih uzun sürmedi. Bizans İmparatorluğu’na karşı kazanılan bu zafer Bulgarları da endişeye sevk etti. Bulagar Kralı Asen, Türk fethini takip eden 1-2 yıl içinde Kırklareli, Midye, Pınarhisar ve Vize’yi ele geçirdi. Mücadeleci bir krala benzeyen Çar Asen Osmanlı Devletini bir hayli uğraştıracağa benziyordu. Fakat onun 1365 yılında ölümü ile bölgeden Bulgar tehlikesi kalktı.

Bizanslılar Bulgarların bu durumundan derhal faydalandılar ve Trakya’nın kuzey kısmını kendilerine bağladılar.1368 yılında Kuzey Bulgaristan’a bir sefere başlayan Sultan I.Murat, Bulgarların elindeki Aydos, Karnabat, Sözebolu, kasabalarını aldıktan sonra, doğuda Bizans İmparatorluğu üzerine yöneldi.1369’da Pınarhisar ve Vize’yi zapt etti.

Bizans İmparatorluğu stratejik bir mevkide bulunan Vize’yi her zaman geri almak istedi. Bu amaçla 1373 yılında Vize taraflarına bir yağma akını düzenledi. Vize Sancak Beyi Şirmerd Bey bu durumu derhal Sultan I.Murat’a bildirdi. En kısa zamanda Rumeli’ye geçen Sultan kuvvetlerini Malkara2da topladıktan sonra Lala Şahin Paşa’yı İpsala civarındaki Firecik Kalesi’ni zaptına gönderdiği gibi kendisi de Çatalca taraflarına yürüyerek İnceğiz, Çatalburgaz Kalelerini aldı. Lala Şahin Paşa da Firecik Kalesini fetih ettiğinden 1373 seferi başarı ile sona erdi.Bizans İmparatoru barış yapma mecbur oldu. Arkasından yeni alınan yerlere Anadolu’dan muhacirler getirilip dini, ilmi ve sosyal kurumlar tesisine başlandı.

Sultan I.Murat zamanında Osmanlı toraklarına katılan Vize, Çelebiler devrinde vuku bulan kardeş kavgalarında bir de meydan savaşına şahit oldu.Kardeşi Musa Çelebi ile taht mücadelesi yapan I.Mehmet Çelebi çok güvendiği kumandanı Evrenos Bey ile beraber Vize tarafında, önce Musa Çelebi’nin Kara Halil kumandasındaki kuvvetlerini mağlubiyete uğrattı ve ondan sonra Edirne yönüne doğru ilerlemeye devam etti.(1413) Bu savaş Çelebi Mehmet’e (1413-1421) taht kapılarını açtı.

II.Murat zamanında (1421-1451) Osmanlı İmparatorluğu bu Sultanı gevşekliği yüzünden bazı yerleri düşmanlarına terk etmek zorunda kaldı.Özellikle 1441-1444 yıllarında devletin varlığının tehlikeye düştüğü bir dönemde olması kuvvetle muhtemel olan bir devrede Vize Osmanlı hakimiyetinden Bizans'a geçti.

Fatih’in cülusunda (1451) Vize, Midye, Misivri, Ahyolu, Sözebolu hala Bizans’ın elinde idi.İstanbul’u alamaya kesin bir şekilde kararlaştırmış olan Fatih, fetihten 3-4 ay önce bu şehre yardımları ve yakın destekleri bulunan yukarıdaki şehirlerin zapt edilmesi görevini Karaca Paşa’ya verdi. Şubat 1453’te 10.000 kişilik bir kuvvetle harekete geçen Karaca Paşa kısa bir sürede Misivri, Ahyolu ve Vize Kalelerini fetih ederek İstanbul’un fethini kolaylaştırdı.

VİZE SANCAĞI

1356 senesiyle beraber Rumeli’ye ayak basan Osmanlı Devleti yavaş yavaş burasının teşkilatlanmasına da önem verdi. XV. yüzyılın ilk yarısında Timurtaş Paşa, Beyazıt Paşa, Sinan Paşa ve Şehabettin Paşa gibi önde gelen şahsiyetlerin bu bölgenin idaresinin başına geçirdi.Bunlar ilk fetih ettikleri yerleri “Paşa Sancağı” halinde idare ettikleri gibi daha ziyade stratejik ehemmiyeti bakımından ön planda gelen veya idari bir merkez olmaya elverişli görünen kale ve şerhleri de bir liva olarak en ziyade yararlılığı görünen ve kabiliyetine güvenilen kumandanlar vasıtasıyla kontrollerinde bulunduruyorlardı. Böylece sırasıyla Gelibolu, Çirmen, Vize, Sofya, Niğbolu Livaları kuruldu ve bunlar Rumeli Beylerbeyliğine bağlandı.

Görüldüğü kadarı ile Fatih döneminde Trakya’da üç livalık bulunuyordu ve bunlardan bir tanesi Vize Sancağı idi. Diğer ikisi ise Gelibolu Livası ile Paşa Sancağı (Edirne) idi. İdari teşkilatının yanı sıra Ordu teşkilatı yönünden de Vize’de askeri birlikler bulunuyordu. Osmanlı Ordu sisteminde canbaz ve tatarlar, yaya ve müsellemler gibi geri hizmetlerde kullanılan amele taburları veya birlikleri idi.Bunlardan canbazlar 39 ocak halinde Vize ve Vidin taraflarında bulunuyorlardı.Tatarlar da aynı hizmeti görürler, Yanbolu, Vize ve Vidin taraflarına otururlardı ve bunlara benzeyen ve garipler denilen bir sınıf daha vardı ve bunların hepsi de yani canbaz, tatar ve garipler Yörük Bey’ine tabi idiler. XV.Yüzyılda Trakya’da üç idari merkezden biri olan Vize kültürel hayat yönünden de canlı bir şehirdi.Dönemin meşhur Osmanlı tarih ve edebiyatçısı Behişti Vize’de doğmuş ve “Tarih-i Behişti” adlı eserinde Osmanlı Tarihini kaleme almış, 1389-1502 yılları arasındaki olayları edebi bir dilde açıklamıştır.
Cumhuriyet Döneminde Vize
      
Vize’de 27 Temmuz 1920’de Yunan işgaline maruz kaldı. Yaklaşık 2.5 yıl süren bu işgal döneminde Vize’liler çok sıkıntı çekti ve zulüm gördüler. Bu işgal dönemi 11 Ekim 1922’de imzalanan Mudanya Mütakeresi ile sona erdi. Mütakereye göre içinde Vize’nin de bulunduğu Doğu Trakya Bölgesi İtalyan yönetimine bırakılacaktı. Yine müttefiklerin kararı gereği İtalyanlar 16 Ekim 1922’de Vize’ye girecekler ve bir gün sonra da Yunanlılar kasabayı terk edeceklerdi. Fakat beklenen tarihte tahliye gerçekleşmedi. Beklenen devir-teslim ve tahliye ancak 19 Ekim 1922’de gerçekleşti. 21 Ekim 1922’de Yunanlılar şehri tamamen İtalyan kuvvetlerine teslim ettiler. Antlaşma gereği şehir 1 Kasım 1922’de Türk Jandarmasına teslim edildi. Bu tarihle beraber; Türk orduları bir daha çıkmamak üzere Vize’ye girdiler. Tahliyeden sonra Vize Kaymakamlığı’na Şeyhler Nahiyesi Müdürü Cemal Bey ve Jandarma Kumandanlığı’na da Yüzbaşı İsmail Hakkı Bey tayin olundular.20 Aralık 1924'de Kırkkilise adı, Kırklareli olarak değiştirildi. Vize, Kırklareli ilinin bir ilçesi olarak bugünkü teşkilatta yerini aldı.
 
Image
Cumhuriyetin ilanından  sonra 1920 li yıllar Vize Cumhuriyet Meydanı (arkada Aya Yorgi Kilisesi)


1928 yılında Vize, bu defa Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, Kırklareli iline bağlı bir kazası olarak yeniden teşkilatlandırılmıştır. Kaza, biri 5 mahallesi bulunan merkez nahiye ( Vize ); diğeri, tek mahalleden ibaret Midye (Kıyıköy) nahiyesi olmak üzere 2 nahiye ile bunlara bağlı 35 köyden teşekkül etmiştir. Bu tarihte, Aportas (Baklaya), Aksicim, Hamidiye, Sultan bahçe adlarını taşıyan 4 köy Midye'ye (Kıyıköy) tabi olurken; 31 köy, Vize nahiyesine bağlıdır. Bunlar da Akpınar, Ayana (Küçükyayla), Evrenli, Evrencik, Pazarlı, Pineke (Kömürköy), Tatarlı cebel (Akıncılar), Çakıllı, Çeri başı, Çöğenli, Hasbuğa, Develi, Sergen, Soğucak, Sofular, Topçu (Topçuköy), Doğanca, Müsellim, Mengeret (Düzova), Yatros (Kızılağaç), Yenice (21 köydür.)1977 yılında, Vize'de merkez dahil 3 belediye (Vize, Kıyıkoy ve Sergen) 25 köy bulunmaktadır. Merkeze bağlı köy sayısı 17'dir, Kıyıköy { Midye) Sergen'in de 4'er köyü mevcuttur.İdari birimlere gelince;Vize merkez (belediye),Çakıllı (belediye), Akıncılar (Tatarlı); Akpınar, Çavuşköy, Çövenli  Develi, Düzova, Evrenli, Hasbuğa, Kışlacık (Urgaz), Kızılağaç, Kömürcüköy, Küçükyayla, Müsellim, Okçular (Tatarlı), Pazarlı, Topçuköy, Doğanca olarak sıralanmaktadır. Bunlardan Doğanca, Mayıs1899-Mayıs 1900 tarihleri arasında Plevne'den göç eden yüz hâne muhacirin kurduğu bir köydür ve  kayıtlara Doğancılı ( Doğancık ) adı ile geçmiştir, Kıyıkoy Nahiyesi; Kıyıköy ( merkez ), Aksicîm, Baklaya, Hamidiye köylerinden Sergen Nahiyesi ise, Sergen (merkez ), Evrencik, Sofular, Soğucak adlı köylerden teşekkül etmiştir.Bugün itibariyle ilçemizin 23 köyü bulunmaktadır. Çoğunun adı değişmeden günümüze ulaşan köylerin birkaçı ise Akıncılar, Akpınar, Aksicim, Baklaya, Çavusköy, Çövenli, Develi, Doğanca, Düzova, Evrencik, Evrenli, Hamidiye, Hasbuğa, Kışlacık, Kızılağaç, Kömürköy, Küçükyayla, Müselim, Okçular, Pazarlı, Sofular, Soğucak, Topçuköy'dür.
 

Image
1935 Vize öndeki çatılı büyük bina Ayayorgi Kilisesi, en arka plandaki beyaz renkli evler Bulgaristan'dan göç eden soydaşlarımız için yapılmıştır. Bilindiği üzere bu bölge Macır Mahalle olarak tanınmaktadır. 


Image
1930 lu yıllar Vize'de gerçekleştirilen bir av partisinden görünüm


      
Vize'nin Cumhuriyet Dönemi'nde geçirdiği en büyük değişim kuşkusuz mübadele ile gerçekleşmiştir. Lozan Anlaşması ile kabul edilen mübadele şartlarına göre Türkiye İstanbul haricindeki bütün Rumlar Yunanistan'a göç ettirilmiş, Yunanistan'da da Batı Trakya haricindeki bütün Türkler Türkiye'ye göç ettirilmiştir. Mübadele öncesi Vize ilçe ve köylerinin yarısından fazlası Rum nüfustan oluşurken ilçe sınırları içerisinde bin kadar da Bulgar yaşıyordu. Mübadele ile Türkler haricindekiler ilçeden ayrılırken yerlerini muhacir Türkler doldurmuştur. Mehmet Akif Mahallesi (Yazı Mahalle) ve Devlet Mahallesi (Yeni Mahalle - Macır Mahalle) göçmenlerin kurduğu mahallelerdir. 1934'ten önce Vize'ye yerleştirilen göçmen sayısı 2117'dir. 1934'ten sonra 1950'ye kadar Romanya'dan 403, Yugoslavya'dan 46, Bulgaristan'dan 1187 göçmen gelmiştir. 1950'den sonra da Balkan Devletleri'nden göçler devam etmiştir. Son dönemde Bulgar zulmünden kaçan soydaşlarımız son büyük nüfus hareketini oluşturmakla beraber, iş sahalarının yoğun olduğu bölgelere yaşanan ters göçler nedeniyle ilçe nüfusu artmamaktadır. 


Image
1940 lı yıllar Vize Cumhuriyet Meydanı

               
Vize tamamen Türk nüfustan oluşan bir ilçe haline geldiği andan itibaren hızlı bir değişim içerisine girmiştir. Özellikle Rum nüfusun tamamen gittiği 1930'ların sonlarından 1950'lerin sonlarına kadar Vize sosyal, kültürel ve yapısal en köklü değişiklikleri yaşamıştır. Öncelikle devlet politikası çerçevesinde kültürel hayatın geliştirilmesi için büyük çaba harcanmıştır. Trakya Müfettişi General Kazım Dirik tarafından binası yaptırılan ve açılan Halkevi ile ilgili anlatılanlar bugün bile imrenilecek boyutlarda kültürel faaliyetlerin o dönemde gerçekleştirildiğini göstermektedir. Halkevlerinin kapatılması ile Halkevi binasına Hükümet Daireleri taşınmıştır. Rumlara ait geç dönem bir kilise olduğu düşünülen ve bugünkü Merkez Yeni Camii'nin yerinde bulunan kilise Rumlar'ın gidişinden itibaren bir dönem askerler tarafından kullanılmış olup yıkıldığında büyüklerimizin anlattığına göre sinema olarak kullanılmakta idi. Bu bina oldukça görkemli ve sağlam bir bina olup değişik birçok amaçla kullanılabilecek olmasına rağmen neden yıkıldığı sorusunu araştırdığımızda karşımıza öncelikle muhacirlerin yeni bir hayat kurma, eskinin izlerinden kurtulma dürtüsü çıkmıştır. Çünkü yıkım sırasında köylerden birçok insan gönüllü olarak gelmiş ve yıkıma katılmıştır. Bina temel taşlarına kadar sökülmüştür. Yerine Yeni Cami inşa edilmiş bu büyük ölçüde halkın desteği ile gerçekleştirilmiştir.

 
Image

Bugünkü Eski Eczanenin bulunduğu yer. 1940'lı yıllar tören geçişi (önde teğmen Vize'li Ferit ÜNLÜ) 

          
1960 larda değişimini tamamlamış ve taşlarını yerine oturtmuş olmanın rahatlığı ile Vize, son derece modern ve çağdaş bir görünüm sergiler. Etkin olarak çalışan sinema salonları, eski fotograflarda gördüğümüz modern görünümlü insanlar, kutlamalara ait fotograflar 1960'ların Vize için güzel yıllar olduğu izlenimini verir. 1970'lerin çalkantılarından Vize mümkün olan en az ölçülerde etkilenmiştir. Vize halkı Trakya'nın genelinde olduğu gibi üklesine, devletine bağlı insanlardır. 1980'lerden itibaren bütün ülkede görülen değişim-gelişim süreci ile birlikte komşu ilçelerdeki gelişime yeterince ayak uyduramayan Vize, özellikle Çerkezköy ve civarına göç vermeye başlamış ve bu durum 90'larda hızlanmıştır. Sosyal olarak da durgunluk içerisine giren Vize'de sosyal aktivite imkanları günden güne azalmıştır. 80'lerin sonu ve 90'ların başında Bulgar zulmünden kaçan vatandaşlarımız ile Vize küçük çaplı bir demografik değişim yaşamıştır.
 
Image
1950 li yıllar Vize
       
Günümüzde Kaymakamlığımız tarafından Vize'nin ekonomik ve sosyal durumunu olması gereken noktaya yükseltmeyi amaçlayan çalışmalar yapılmakta olup tarihi, doğası, kültürü ve insanları ile Trakya'nın potansiyel açısından en zengin ilçelerinden biri olan Vize'nin hakettiği seviyeye kısa bir sürede ulaşacağına inanılmaktadır.

 
Image
1950 li yıllar Vize Eski Palas Oteli Önü (Bugünkü Aksoylar Mobilya Önü)

          
Kayıtların yetersizliği nedeniyle ilçemizde görev yapmış olan Kaymakamların derlenmesi konusundaki yaptığımız çalışma sonuçsuz maalesef sonuçsuz kalmıştır.Öyleki aşağıda görüldüğü üzere Osmanlı Dönemindeki bu kayıtlara ulaşabildiğimiz halde.


1950 li yıllar Vize Dönemin Başbakanı  Adnan MENDERS'in ilçemizi ziyareti

 
Image
1950 li yıllar Vize birkaç yıl sonra  Cumhurbaşkanı olacak Celal BAYAR'ın ilçemizi ziyareti 

                                 

Vize tamamen Türk nüfustan oluşan bir ilçe haline geldiği andan itibaren hızlı bir değişim içerisine girmiştir. Özellikle Rum nüfusun tamamen gittiği 1930'ların sonlarından 1950'lerin sonlarına kadar Vize sosyal, kültürel ve yapısal en köklü değişiklikleri yaşamıştır. Öncelikle devlet politikası çerçevesinde kültürel hayatın geliştirilmesi için büyük çaba harcanmıştır. Trakya Müfettişi General Kazım Dirik tarafından binası yaptırılan ve açılan Halkevi ile ilgili anlatılanlar bugün bile imrenilecek boyutlarda kültürel faaliyetlerin o dönemde gerçekleştirildiğini göstermektedir. Halkevlerinin kapatılması ile Halkevi binasına Hükümet Daireleri taşınmıştır. Rumlara ait geç dönem bir kilise olduğu düşünülen ve bugünkü Merkez Yeni Camii'nin yerinde bulunan kilise Rumlar'ın gidişinden itibaren bir dönem askerler tarafından kullanılmış olup yıkıldığında büyüklerimizin anlattığına göre sinema olarak kullanılmakta idi. Bu bina oldukça görkemli ve sağlam bir bina olup değişik birçok amaçla kullanılabilecek olmasına rağmen neden yıkıldığı sorusunu araştırdığımızda karşımıza öncelikle muhacirlerin yeni bir hayat kurma, eskinin izlerinden kurtulma dürtüsü çıkmıştır. Çünkü yıkım sırasında köylerden birçok insan gönüllü olarak gelmiş ve yıkıma katılmıştır. Bina temel taşlarına kadar sökülmüştür. Yerine Yeni Cami inşa edilmiş bu büyük ölçüde halkın desteği ile gerçekleştirilmiştir. 
Image
1950 li yılr Vize
          
 1960 larda değişimini tamamlamış ve taşlarını yerine oturtmuş olmanın rahatlığı ile Vize, son derece modern ve çağdaş bir görünüm sergiler. Etkin olarak çalışan sinema salonları, eski fotograflarda gördüğümüz modern görünümlü insanlar, kutlamalara ait fotograflar 1960'ların Vize için güzel yıllar olduğu izlenimini verir. 1970'lerin çalkantılarından Vize mümkün olan en az ölçülerde etkilenmiştir. Vize halkı Trakya'nın genelinde olduğu gibi üklesine, devletine bağlı insanlardır. 1980'lerden itibaren bütün ülkede görülen değişim-gelişim süreci ile birlikte komşu ilçelerdeki gelişime yeterince ayak uyduramayan Vize, özellikle Çerkezköy ve civarına göç vermeye başlamış ve bu durum 90'larda hızlanmıştır. Sosyal olarak da durgunluk içerisine giren Vize'de sosyal aktivite imkanları günden güne azalmıştır. 80'lerin sonu ve 90'ların başında Bulgar zulmünden kaçan vatandaşlarımız ile Vize küçük çaplı bir demografik değişim yaşamıştır.

 
Image
1970 li yıllar Cumhuriyet Meydanı Eski Hükümet Konağı Önü

       
Günümüzde Kaymakamlığımız tarafından Vize'nin ekonomik ve sosyal durumunu olması gereken noktaya yükseltmeyi amaçlayan çalışmalar yapılmakta olup tarihi, doğası, kültürü ve insanları ile Trakya'nın potansiyel açısından en zengin ilçelerinden biri olan Vize'nin hakettiği seviyeye kısa bir sürede ulaşacağına inanılmaktadır. 

Hiç yorum yok: